Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde, Arap Bankalar Birliği tarafından, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan’ın katılımıyla İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Arap Bankacılık Zirvesi’nin 2’nci gününde “Küresel Ekonomik Büyüme ve Parasal Koşullar” oturumu gerçekleştirildi.
“İŞGÜCÜ PİYASASI ŞARTLARI HALA SIKI”
Oturumda konuşan (IMF) Türkiye Cumhuriyeti Mukim Temsilcisi Gabriel Di Bella, küresel ekonominin son iki yılda istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ederek stagflasyon ve küresel durgunluk tahminlerine meydan okuduğunu ve bunun hem gelişmiş ekonomilerde hem de gelişmekte olan ekonomilerde gerçekleştiğini söyledi.
Geçen yıla bakıldığında özel tüketimin ve beklenenden daha güçlü kamu harcamalarının daha iyi büyüme görünümünü desteklediğine işaret eden Bella, “İşgücü piyasası koşulları hala sıkı. Özellikle gelişmiş ekonomilerde, küresel salgın sırasında biriken fazla tasarrufların azalmasıyla özel tüketimin desteklendiğini görüyoruz. Haberler sadece talep tarafından iyi gelmedi. Arz tarafından da çok iyi haberler alıyoruz.” diye konuştu.
“KÜRESEL BÜYÜMENİN İKİ YIL BOYUNCA SABİT KALACAĞINI ÖNGÖRÜYORUZ”
Bella, küresel büyümenin geçen yıl yüzde 3,2 olarak tahmin edildiğini belirterek, “Bu oranın 2024 ve 2025 yıllarında aşağı yukarı sabit kalacağı öngörülüyor. Avro Bölgesi’nin bir ölçüde toparlanmasını, yükselen ve gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin gelişmiş ekonomilere göre daha hızlı büyümesini baz alarak küresel büyümeyi biraz yukarı doğru revize ettik, ancak büyüme oranının aşağı yukarı 2023’de gözlemlediğimiz seviyelerde kalmasını bekliyoruz.” yorumunu yaptı.
Uzun bir sıkılaştırma döneminin ardından varlık fiyatlarındaki düşüşlerden kaynaklanan finansal stres ve ülkedeki emlak sektörünün hayal kırıklığına uğraması halinde Çin’in büyümesinin sekteye uğrayabileceğini kaydeden Bella, “Elbette Çin’in bu kadar büyük ve küresel ekonomi olmasından dolayı bu durumun dünyanın geri kalanına da yansımaları olabilir. ” açıklamasını yaptı.
“TÜRKİYE KRİZLERE KARŞI ÇOK DİRENÇLİ BİR ÜLKE”
Uluslararası Bankacılık Federasyonu (IBFED) Genel Müdürü Hedwige Nuyens ise Covid-19 salgınının büyük bir salgın olduğunu belirterek, ülkelerin sermaye ve rezervlerini fazlasıyla azalttığını anımsattı.
Türkiye’nin hala çok genç bir nüfusa sahip, ekonomik krizlere karşı çok dirençli bir ülke olduğuna işaret eden Nuyens, “İş gücünü korumak istiyorsak, birçok ülkede olduğu gibi doğum oranının düşmesiyle yüzleşmemiz gerekecek. İklim değişikliğiyle birlikte bunu nasıl ele alacağımıza odaklanmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
Nuyens, tüketici güveninin ekonomik büyümeyi sürdürmek için çok önemli olduğuna işaret ederek, “Bankacılar olarak, ekonomistler olarak bizler, ekonomik tüketici güveninden nasıl faydalanacağımızı bulmamız gerekiyor.” dedi.
“İSLAMİ BANKACILIĞA YÖNELMEK ÖNEMLİ HALE GELDİ”
Ürdün İslami Uluslararası Arap Bankası Genel Müdürü Iyad Asali de bugün İslami bankacılık kuruluşlarının 600’ü aşmış durumda olduğunu ve 72 ülkede İslami bankanın bulunduğunu aktardı.
Asali, “Uzun yıllar boyunca geleneksel bankacılığa alternatifler bulmak için birçok yazılar yazıldı. Zamanla İslami bankacılığa yönelmek zorunlu ve çok önemli hale geldi.” değerlendirmesini yaptı.
Dünyanın dört bir yanındaki İslam Bankası’nın ülkelerin kalkınmasına aktif olarak katıldığını kaydeden Asali, “İslami Bankalar modern teknoloji ile destekleniyor, operasyonlarını dijitalleştiriyor, çeşitli müşterilere şeriata uygun bankacılık sunabiliyor.” dedi.
patronlardunyasi.com